Açıklama
Bazı kadınlar vardır; hayata gözlerini açtığı andan itibaren savaşmak zorunda kalan…Sevilmeden büyüyen, anlaşılmadan susan, terk etmeden önce terk edilmeyi öğrenen. Bu sayfalarda, işte tam da o kadınların hikâyesine tanık olacaksın. Kimsesizlikle başlayıp içsel güce dönüşen bir yolculuk bu. Yıkılmış bir evin en küçük odasında kilitli kalmış bir kız çocuğunun, yıllar sonra kendi kanatlarını kendisiyle büyütüşünü okuyacaksın.
Her kelimesiyle seni kendi içine çağıran bu hikaye, yalnızca bir yaşam öyküsü değil; aynı zamanda içinde taşıdığın, belki adını bile koyamadığın duygulara ışık tutacak. Yaralanmış bir çocuk nasıl hayatta kalır, eksik başlamış bir hayat nasıl tamamlanır, köksüzlük içinde nasıl kök salınır… Cevaplar bir bir dökülüyor satırlara.
Kırıldığın yerden nasıl büyürsün, affedemediğin değil ama hiç suçlu olmayan yanını nasıl sararsın, kimse duymasa da sesini nasıl yükseltirsin… Bu metin, o karanlıkta kalmış yönlerine dokunacak. Ve belki sen de, anlatılanları okurken, sessizce “ben de” diyeceksin.
Gözünün yaşını kendi sildiği halde hâlâ gülümsemeyi bilen kadınlar… Bu ses sizin için. Bütün gücünü kendine saklayarak büyüyen, kalabalıklar içinde tek başına ayakta kalan herkes için.
Yara izlerinden korkma. Çünkü artık öğrendik: Işık, en çok oradan sızar.
“Kimsesizliğimi yük etmeye çalıştığınız sırtımdan kanatlar çıkardım. Artık beni yok sayan herkesi hak ettiği yerde bıraktım. Kendi gökyüzümde süzülüyorum.”
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.