Açıklama
Yürürken gözyaşlarım elime düşmüştü. Yalnızlığın perişan ettiği kalpler, kalplerin terk ettiği insanlar bir araya gelmişti. İçlerimden biri dedi ki:
“Tatlı olan uykularım hiç bu kadar acı ve acımasız olmamıştı. Rüyalarıma girdikçe silueti, beynimi ısıran hayali her geçen gün hararetimi arttırıyor. Her gece sırılsıklam bir halde uyanmaktan sıkıldım. Düşümde bile karşısında heyecanlanıyor, düşününce bile her gün kendi kendimin üzerine üşüşüyorum… Ne olacak diye çok düşünüyorum. Olacağı yok aslında, saç telinin yapıştığı ceketim askımda. Hay ben böyle aşkında…. İlerlemiyor sıkışmış ruhum var bu saatin çarkında… Arkandan koşturuyorum dökülen kirpiklerini toplamak için. Sayfalarım tuttuştu yandı benim ise her yerim. Derdim çok derim, dertliyim yaram çok derin. Sen gel de ben göz kapakçığına kadar gelirim.”
Cümlelerin sonu itibariyle yaşadıklarım bundan daha öteydi. Ana tanık olan tek şey sessizliğim ve sensizliğimdi… İşte benim yazmaya başladığım an bu andı. Hep yaşadıklarımı yazdığımı düşündüm. Tekrar tekrar okuyunca anladım ki insan yazdıklarını yaşıyormuş, yazamadıklarını ise kaderinin ücra bir köşesine atıyormuş… Diyeceğim o ki bu kitap sizin kaderinizin bir köşesine attığınız, terk ettiğiniz anılar ve duyguların geri kalanı…
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.